13 Aralık 2009 Pazar

haftasonlarından nefret ediyorum.....


bu halin sorumlusu ben miyim yoksa yaşamak zorunda olduğum hayat mı?
ya da belki her iki durumda da sorumlu ben oluyorum?
 yaşadığım hayatı değiştirmek benim elimde  mi?
bu o kadar kolay mı?

12 Aralık 2009 Cumartesi

kahve evi kapanmış....

dün görünce inanamadım, öylece bakakalmışım. uzun yıllardır benim için bir çok önemli anı yaşadığım hatta evlenme teklifimi bile aldığım mekan kapanmış. Sadece restorasyon yapıyor olabileceklerine kendimi inandırmaya çalışsam da baya pılıyı pırtıyı toplayıp gittikleri gerçeğini göz ardı edemedim.

Duygusal olarak zayıf olduğum ve yaşamımı sorguladığım bugünlerde hiç iyi gelmedi hiç  :((

4 Aralık 2009 Cuma

oynamıyorum artık!!!

çooook yorgunummm.....
kaç gündür geceli gündüzlü çalışıyorum. her yanım ağrıyor. fıtık olduğu şüphelenilen boynum ise bir başka boyutta artık. baş dönmelerine ise alıştım sanırım, dünyayı sallanmıyorken görmek şaşırtıcı gelmeye başladı. midem bulantım içinse metpamid'e müteşekkirim...
bütün bunlara karşılık ne alıyorum, bir teşekkür mü hayır, "neden daha bitirmedin ?" bakışları sadece...
neyse, ben de radikal kararlar veriyorum artık, bundan sonra "ne ka ekmek, o ka köfte" prensibi ile çalışacağım, yetişmezse de yetişmesin....

1 Aralık 2009 Salı

Ne olacak benim bu halim!!!!

bu iğrenç, "son dakikaya bırakılan ödev/sınav" stresini unutmuşum. uzun zamandır üzerinde debelenipte bir türlü bitiremediğim iş bugün patladı. cuma'ya kadar bitirip ihale için gerekli belgeyi almam gerekiyo. içimde pır pır eden bir şey var ve her zaman ki gibi elim çalışmaya gitmiyor (bknz. Şekil A1-İşini yapmak yerine Blog yazan insan). üstelik "zaman-yapılacak iş" eğrisi hiç benden yana değilken...

24 Kasım 2009 Salı

zaman'a dair

artık mutat bir hal almaya başlıyor "uzun zaman geçti" yazıları. inşaallah bu son olur -pek umudum yok ama-
yalnız, bu sefer ki "uzun zaman" ifadesi, sadece zamanın niceliği açısından değil, hayatım, kişiliğim ve duygularım açısından da anlamlı. bilmiyorum yazar mıyım ama tüm yazdıklarımda mutlaka etkileri görülecek zamanlar yaşadım. ne çok "zaman" dedim, gittikçe hayatımdaki ve aklımdaki değeri artıyor galiba bu kelimenin...

tekrar birlikte zaman :) geçirmek dileğiyle....

5 Haziran 2009 Cuma

çok zaman geçti...

yazmaya çok ara verdim ama döndüm :D
bu kadar zamanda bir sürü olay, bir sürü göz yaşı, bir sürü kahkaha, bir sürü kitap, bir sürü film, bir sürü oyun, bir sürü.... hayat geçti. keşke bazen hayata da ara verilebilse. insan durup yaşananlar üzerine düşünecek vakit bulabilse, ama galiba hayatın sırrı da bu süreklilik.
yine de şu perili dizlerdeki gibi arada bir parmaklarımı şıklatarak zamanı dondurmayı, o an olup bitenleri etraflıca gözden geçirip, karar vermek için zaman kazanmayı hayal etmiyor değilim :D

19 Mart 2009 Perşembe

bugün benim doğum günüm :D

Uzun bir aradan sonra doğum günüm vesilesiyle bloguma geri dönüyorum.
Doğum günüm kutlu olsun :D
Ama itiraf etmeliyim ki, doğum günleri eskisi kadar mutlu etmiyor beni. Bir parça hüzün karıştı içine. Bir an önce büyümek istediğim çocukluğumdaki kadar yavaş geçmiyor artık zaman. Geriye doğru baktığımızda biriken yıllar arttıkça, yapmak isteyip yap(a)madıklarımız için pişmanlıklar da artıyor.
Sanırım artık buna bir dur demenin vakti geldi. Bir an önce yaşamın geri kalanının da elimden su gibi akıp gitmesinin önüne geçmem gerek.
Son cümleden de anlaşılacağı gibi yaşlandığımın farkına vardım artık :(